Eğer çocuk, mülkiyet duygusu ile gözüne kestirdiği nesnelere bağlanırsa bu tutku düşmanlıklara, öç almalara, garazlara neden olur..
Dolayısı ile “mal canlılığı” tutkusu hafife alınmamalıdır. Bu bağlamda Montessori’ye göre, “sahip olma güdüsü” baskın olan çocukta sevgi azalmakta bunların yerine kıskançlık, bencillik kavgacılık gibi sapkın hisler artmaktadır.
Sapma biçimlerinden bir de insanın çevresine hükmetme içgüdüsü ve bu çevreye duyduğu sevgi yoluyla dış dünyaya sahip olma isteğidir. “iktidar hırsı” “sahip olma” güdüsü baskın olan insanlarda ortaya çıkar.
Montessori “Mal canlılığı” ve “iktidar hırsı” dışındaki diğer sapma biçimleri “yalancılık”, “aşağılık duygusu” ve “korkaklık” olarak belirtir.
Ruhsal sapmaların hepsi yetişkinlerin çocukları engellemeleri, aşırı bağımlı bir biçimde yetiştirmeleri ve doğal gelişim süreçlerine müdahale etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yabancılaşmanın kaynağında yetişkinlerin tutum ve davranışları bulunmaktadır.